17 Eylül 2013 Salı

yorucu bir günün ardından...

söylemek, yazmak, anlatmak istediğim çok şey var. inanın çok şey var. bunların başında arkadaşlık ilişkisi geliyor. kendimi anlatmakla başlayayım. ben sürekli sevgili yapan bi insan değilim. bilirsiniz bazı insanlar sevgilim olsun diye yaşar. ben öyle olamadım hiçbir zaman. ergenlik yıllarımda bile tek eşlilikten yanaydım ki şimdi etrafımda insanlar kaç kız götürelim abi diye muhabbet yapıyorlar. sanırım ben bu duruma cinsel obje olarak bakamıyorum. neyse velhasıl ben zamanımı arkadaşlarımla geçirmekten zevk alıyorum. arkadaşlarımla yemekler yapıp yemeği, film izlemeyi, en basitinden boş boş dolaşmayı seviyorum. ANCAK her zaman arkadaşlık ilişkileri istenildiği gibi gitmeyebilir. işte konu burada patlak veriyor. örnek vererek açıklarsam içinde kaldığım durumları daha rahat anlayabilirsiniz. lisede kardeşim diye nitelendirdiğim bir arkadaşım vardı ben eskişehir'i kazandım kazanalı hep yanıma gelir giderdi. çok da iyi vakit geçirirdik. ama bu arkadaşım, üniversitede edindiğim başka bir arkadaşla sevgili olunca durum değişti. sadece arada kalmadım. iftira yedim, kötü arkadaş ilan edildim. malesef ki ikisiyle de arkadaşlığımı bitirdim. ama bu cümleye artık "neyse ki" ile başlıyorum. bir diğeri yakın zamanda oldu. beni unutan bi arkadaşıma isyan ettim. yaz tatilinde aynı şehirde yaşasak bile bir kez olsun napıyosun nasılsın gel dışarı çıkalım demeyen arkadaşıma patlamam normaldir diye düşündüm. isyan etmemden sonra bişey oldu! sanki isyan etmeden önceki yakın arkadaşlık kalmadı. anlamadım. üzüldüm. adeta evinde kuş besleyen bi insanın astım hastası olmasıyla kuşu sokağa atması gibi bişeydi. kuş adamı hasta etmedi ama herkes bilir ki astım hastaları evcil hayvanla yaşamamalıdır. malesef ki bir arkadaşlığım da bitme süreci yaşıyor. çok üzülüyorum ama yapacak bişeyim de yok elimden gelen bu. şimdi ele aldığımız konuya dönelim. arkadaşlık. arkadaşlık bunun neresinde?

14 Eylül 2013 Cumartesi

Merhaba arkadaşlarım, kardeşlerim ve sevgili blogger ortağım

Dünya iyi bir yer olmayacak en azından facebook kapanana kadar. O yüzden kişisel egolar bizim için önemli. Konu şu: müzik dinleyen, dans eden, hayal edebilen herkes bizim arkadaşımızdır. Bizi mutlu/mutsuz eden her şeyi paylaşmak istiyoruz ve bu yazı bunun başlangıcı olacaktır. Sevgiler :))